Bir Sayfa Seçin

Dışavurumcu Sanat Terapisi (EXA),  merkezine sanatsal üretim sürecini koyarak sunduğu çerçeve, kuram ve uygulamalarla  bireylerin özgün benliklerini keşfetmeleri,  onarmaları ve  varoluşlarını güçlendirmelerine destek olan bir psikoterapi yaklaşımı olmanın yanı sıra, daha  geniş bir kapsamda insancıl ve barışçıl bir hayat için toplulukların, grupların, kurumların  dönüşümü ve ekolojik  duyarlılıkla ilgilenmektedir. Bu nedenle disiplinlerarası yaklaşımıyla da “Dışavurumcu Sanatlar” (Expressive Arts) olarak da tanımlanır olmuştur. EXA, insanlık tarihi kadar eski bir kaynak olan sanatı yaşamın hizmetine sunmanın yollarını aramaktadır.

 

“Hayatı zevkli kılan yaşama biçimleri bulmalı ve bizi, temel ihtiyaçlarımıza değer vererek destekleyen duyarlı kurumlar ve genel yapılanmalar oluşturmalıyız. Ruhsuz olmayan kurumlar, ruhsuz olmayan yapılanmalar…”

Stephen K. Levine

Bu çağrıya yanıt olarak Ekim 2019’da kurulan Expressive Arts Institute  Istanbul, sanatsal uygulamalara eşlik eden yaratıcı süreci, bireylerin, grupların ve toplumun terapötik  dönüşümü için bir ilaç olarak görmektedir.

An’da gerçek *karşılaşmanın  peşindedir.

İnsanın dünyadaki yerini bulabilmesine ve anlamlı bir hayat sürdürebilmesine katkı sağlamayı ummaktadır.

Kendimiz ve dünya için güzellik içeren olasılıkları beraber düşlemenin, oluşturmanın ve beraber öğrenmenin arayışındadır. 

Logosunda kendisini gösteren ‘Beyaz Keçi’ ise İsviçre Alpleri eteklerinde kurulmuş olan European Graduate School  Arts, Heath and Society Devision (EGS), Dışavurumcu Sanatlar (http://expressivearts.egs.edu/arts-health-and-society-division)  ruhunu, öncelikle kaotik ve bir o kadar büyülü Istanbul’a taşımak ve pek çok medeniyetin izini taşıyan bu güçlü topraklarda bir simya oluşturmak üzere yola çıkmıştır. 

Expressive Arts Institute Istanbul,  EGS’in Türkiye’deki  partner kuruluşudur (Cooperating Academic Training Institute of the University The European Graduate School) ve International Expressive Arts Training Network’ün parçasıdır. 

*Varoluşçuluk felsefesinde “ben” olabilmesi için “sen”e ihtiyaç vardır. İnsan kendi “ben” ini önceden tasarlayamaz. Martin Buber, Rollo May, J. Moreno bu kavramla ilgilenmişlerdir. Karşılaşma, içinde ruhsal bütünlüğü barındırır. Yakın zamanda ise Jose Calderon Dışavurumcu Sanat Terapisi Doktora tezinde bu kavramı ‘Quechua ‘ dilindeki karşılığı olan “tinkuy” üzerınden irdelemiştir. 

“Dışavurumcu sanat terapisi, sanatı psikoterapide yöntemsel bir meta olarak sunma gayretinde olmayıp diğer yaklaşımlar karşısında üstünlüğünü kanıtlamaya çalışmaz.

Dışavurumcu sanat terapisi insanı dert edinen bir düşünce okuludur. Böylelikle ‘’iyileştirici ilişki’ içinde ‘dünyadaki oluşumuz’ la ilgili temel  muhasebeyi yeniden inşa eder, varolan ızdırabı yaşamada ve onu dindirmede sanatı esas yol olarak görürüz”

Paolo J.  Knill